13 Kasım 2017 Pazartesi

ABDÜLHAKİM ARVÂSÎ

Başkale’de doğdu bu büyük insan
Peygamber torunu, aslını sordum
Çekilen dertlere etmemiş isyan
Uzun yolculuğu hayıra yordum

İşgalci Rusların gelmesi sebep
Göç etmek zorunda ailece hep
Tavrında, halinde her daim edep
Yolculukta yüce hikmetler gördüm

Dinini, dünyasını öğrendi bir bir
İstanbul seferi yüce bir emir
Verilen görevi tamam etti pir
Geçtiği yerlerde izini sürdüm

Eyüp Sultan oldu üstada durak
Çok bekledi onu bir gönlü kurak
Sandım ki çöllerden getirdi burak
Edebi, erkanı ben onda gördüm

Rüya gerçek oldu kesişti yollar
Zikreder Mevlayı bu aciz kullar
İlmi deryasından belledi diller
Gülleri bahçeden derilir gördüm

Tedbirsiz ortaya çıkmıştı alay
Menemen’de zuhur etti bir olay
Masum insanları suçlamak kolay
Çileli günlerden kurtulmuş gördüm

Talebe olarak Hüseyin Hilmi
Kavradı bir anda ne kadar ilmi
Özenle seçilmiş arif değil mi
Hayretler içinde bir sırra erdim

İzmir’e sürüldü kısa bir süre
Büyük bir ayrılık Hilmi’ye göre
İhtiyar halinde sevilmez yöre
Her tavrına ayrı anlamlar verdim

Ankara zorunlu  ikamet oldu
Susayan gönüller rahmeti buldu
Günler gelip geçti süresi doldu
Bağlum’da kabrine dua gönderdim

Güzel bir yamaçta yatıyor şimdi
Bağlum’a bir değer katıyor şimdi
Cemil’im sözlerim bitiyor şimdi
Tanımakla büyük huzura erdim

                           13/11/2017

                       Cemil UYGUN